Ekonomi

Bütçe baskı altında! Yüzde 96’sı halktan finanse edilecek

Haber7.com yazarı Dr. Ahmet Yarız bugünkü yazısında ‘Kamu Bütçesi Deprem Baskısı Altında’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yarız, yazısında depremin ve buna bağlı olarak kentsel dönüşüm maliyetinin bütçeye büyük etkisi olacağına dikkat çekti.

İşte Yıldız’ın yazısı:

Covid 19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz artırımları ve daraltıcı para politikalarına dönüş dünyada başta enflasyon olmak üzere makroekonomik istikrarı olumsuz etkiledi. Bu küresel gelişmelere ek olarak, ülkemizde Şubat ayında meydana gelen ve maliyeti 150 Milyar ABD Doları’na varabilen beyin sarsıntısı yaralanmalarının finansmanı, 2023 ve 2024 kamu bütçelerinde sarsıcı mali sonuçlar doğuracaktır.Bu ağır ekonomik yükün yanı sıra depreme hazırlık ve evlerin tadilatı kapsamında ülke genelinde uygulamaya konulan ve toplam maliyeti hakkında bir bilgi bulunmayan “Yarım Biz” kampanyası , bütçeye de değerli bir yük oluşturacaktır.

DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜM BÜTÇEYİ ZORLAYACAK

Kamunun giderlerini artıran ve doğal olarak bütçe istikrarında büyük açıklara neden olan bu kaçınılmaz gelişmelerin yanı sıra; Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde EYT (Emekli Yaşı), memur ve emeklilere yapılan zamlar, taban fiyat artışları vb. Ekonomik bedeli ağır olan vaatler bütçe açıklarını daha da artıracaktır. Büyüyen bütçe açıkları; Bu da kamunun finansman ihtiyacının, borçlanma ve finansman maliyetlerinin artması anlamına gelmektedir.

Kahramanmaraş depremleri ve depreme hazırlık kapsamında ülke genelinde uygulanan “Yarım Biz” kampanyalarının ekonomik faturasının büyük bir kısmının kamu kaynaklarıyla finanse edilmesi gerekiyor. Yani; 150 Milyar Dolara ulaşan beyin sarsıntısının yaralarını sarmak için ulusal ve uluslararası yardım kampanyaları ile uluslararası kurum ve kuruluşların yardım, kredi ve hibe başlığı altında toplanan dış kaynak olarak tanımlanabilecek bedeli 10 Milyar Dolara yakındır. AMERİKAN DOLARI. Yani depremin maliyetinin sadece %6’sı dış kaynaklardan, kalan %94’ü ise kamu kaynaklarından ve kamu bütçesinden karşılanacak.

İLAVE BÜTÇE ZORUNLUĞU AŞTI

Bilindiği gibi 2023 bütçesi 2022 yılının son çeyreğinde hazırlandığı ve normal bir dönemle kıyaslandığında deprem ve depremin tetiklediği kentsel dönüşümün ön plana çıkarılması gerekmektedir. Giderler bütçeye dahil edilmez. Deprem maliyetlerinin bütçeye dahil edilebilmesi için teknik olarak ek bütçe adı verilen ek bütçe yapılması zorunluluğu aşmıştır.

Bütçe kanunu gereği maliyetleri artırıcı kanun teklifinde bulunulması mümkün olmadığından, katma bütçe kapsamında ihtiyaç duyulan harcamaların karşılanması amacıyla gelir artırıcı tedbirler de katma bütçeye dahil edilmiş ve bütçe istikrarı sağlanmıştır. değişmedi.

Seçim sonrası ekonomi yönetimindeki değişiklikler, para politikalarındaki revizyonlar, siyasi bağların yanı sıra ABD ve AB ile ekonomik bağları geliştirme çabaları; makroekonomik performans göstergelerini yeniden ön plana çıkardı. Bu göstergelerden biri olan bütçe istikrarı ve kamu maliyesinin analizi yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

Bir önceki yılın olağan koşullarında yapılan 2023 bütçesi ile Temmuz ayında yapılan ek bütçe sonrası revize edilen bütçenin yer aldığı Tablo 1’e göre; bütçe giderleri %25, bütçe gelirleri %29 oranında artırılmıştır. Bütçe istikrarında herhangi bir değişiklik yapılmamış ve -660 Milyar TL açık öngörülmüştür.

Ek bütçe ile bütçenin büyüklüğü cari kurlarla 5,6 Trilyon TL’ye ve yaklaşık 220 Milyar USD’ye yükseldi. Önümüzdeki iki yıl içinde harcanması gereken ve 150 Milyar ABD Doları olarak hesaplanan beyin sarsıntısı harcamaları, 2023 bütçesinin yüzde 70’ine tekabül ediyor. Yani 2023 ve 2024 bütçe harcamalarının üçte biri depremin finansmanında kullanılacak.

TÜRKİYE’NİN CAZİBE MERKEZİ OLMASINI HEDEFLEMEK

Ek bütçe ile sarsıntı yükünün azaltılması, bütçe istikrarının sürdürülebilir seviyelerde tutulması ve makroekonomik performans göstergelerinde sağlanacak disiplinle Türkiye’nin uluslararası yatırımlar için bir çekim merkezi haline getirilmesi amaçlanıyor.

Bütçe özet sonuçlarının yer aldığı Tablo 2’ye göre; 2023 yılı Haziran ayında 488 milyar TL gidere karşılık 268 milyar TL gelir elde edildi ve bütçe -220 milyar TL açık verdi. Faiz dışı bütçe istikrarı ise -182 Milyar TL. Ocak-Haziran 2023 döneminde 2,4 Trilyon TL tüketime karşılık 1,9 Trilyon TL gelir elde edilirken, bütçe istikrarı -483 Milyar TL açık verdi. Faiz dışı bütçe istikrarında açık -208 Milyar TL.

2023 yılında Ocak-Haziran döneminde bütçe giderleri bir önceki yıla göre %102 artarken, bütçe gelirlerindeki artış %49’da kalarak bütçe açığının +94 Milyar TL ve -483 Milyar TL açığa dönüşmesine neden oldu. TL.

KKM ÖDEME MERKEZ BANKASINA AKTARILDI

Haziran 2023’te bütçe maliyetlerinin yer aldığı Tablo 3’e göre; Faiz dışı giderler 450 Milyar TL, faiz giderleri 37 Milyar TL ve bütçe giderleri 488 Milyar TL’dir. Ocak-Haziran 2023 döneminde faiz dışı giderler 2,09 Trilyon TL, faiz giderleri 275 Milyar TL ve bütçe giderleri 2,4 Trilyon TL oldu. 2022 yılının aynı dönemine göre bütçe giderleri %102, faiz dışı giderler %101, işçilik maliyetleri %116, mal ve hizmet tüketimi %96 ve cari transferler %113 arttı. Bütçe giderleri içinde en yüksek gider kalemi yaklaşık %44’lük payla 1,04 Trilyon TL ile cari transferlerdir.

Aynı dönemde kamu faiz giderleri de %104 arttı. Döviz Korumalı Mevduat (KKM) için ödenen bedel 2022 yılının Ocak-Haziran döneminde 37 Milyar TL, 2023 yılının aynı döneminde ise 25 Milyar TL’dir. Finansal yük oluşturan Faiz Maliyetleri + KKM için ödenen kur farkları 2023 yılında bir önceki yıla göre %74 artarak 300 Milyar TL’ye ulaştı. Temmuz 2023’te ek bütçe ve KKM için ödenecek farklar Hazine’den alınarak Merkez Bankası’na aktarılarak bütçe üzerindeki yük hafifletildi.

Haziran 2023 bütçe gelirlerinin yer aldığı Tablo 4’e göre; vergi gelirleri 231 Milyar TL, diğer gelirler 37 Milyar TL ve toplam bütçe gelirleri 268 Milyar TL’dir. 2023 Ocak-Haziran döneminde bütçe gelirleri 1,9 Trilyon TL, vergi gelirleri 1,6 Trilyon TL ve diğer gelirler 278 Milyar TL oldu. Yılın ilk altı ayında bir önceki yıla göre bütçe gelirleri %49, vergi gelirleri %55 artarken, gelir vergisi ve kurumlar vergisi gelirlerindeki artış oranı %37’de kaldı. 2022 yılında ihracat, iç talep ve enflasyon kaynaklı ekonomik canlılık kurumlar vergisi gelirlerini artırdı. Ancak 2023 yılının ilk altı ayında bu gelirlerdeki artışların yavaşlaması kelam meselesidir.

Hazine’nin Ocak-Haziran dönemi nakit gerçekleşmeleri Tablo 5’te verilmektedir. Tabloya göre; Bütçe açıkları büyük ölçüde borçlanma ile finanse edildi. Hazine; Ocak-Haziran 2023 döneminde -453 Milyar TL nakit açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 913 artış anlamına geliyor. 453 milyar TL nakit açığa rağmen Hazine 368 milyar TL yani açığın altında bir fiyatla borçlanmaya gitti. Borçlanma kaynağı olarak iç borçlanma tercih edilmiştir. Hazine’nin nakit açığı ve finansman ihtiyacı bütçe açığı ile aynı olmasa da aynı tarafta yer alıyor. Yılın geri kalan çeyreğinde ise Hazine’nin borçlanma gereği bütçe açığındaki artışlara paralel olarak artmaya devam edecektir.

* Hazine finansman politikasını kamuoyu ile paylaşır. Temmuz 2023 itibarıyla Hazine tarafından dikkate alınan stratejik kriter ve göstergeler:

* Ağırlıklı TL cinsinden borçlanma ve iç döviz borç stokunun azaltılması,

* Pazar çeşitliliğini sağlamak amacıyla mümkünse uluslararası piyasalarda ABD doları dışında başka para birimlerini de ihraç etmek,

* Faiz maliyetlerinin optimum şekilde yönetilmesini sağlamak amacıyla, uygun enstrüman ve vade kompozisyonu dikkate alınarak, faizi gelecek 12 ay içinde yenilenecek menkul kıymetler ile vadesine 12 aydan kısa vadeli tahvillerin payının tutulması,

* Nakit ve borç yönetiminde oluşabilecek likidite riskini azaltmak için nakit rezervini belirli bir seviyede tutmak.

Hazine’nin Temmuz-Eylül dönemi borçlanma programını içeren Tablo 6’ya göre 414 milyar TL borç servisi (finansman) öngörülüyor. Bu finansmanın 270 Milyar TL’si iç borçlanma ile karşılanacak. Finansman programına göre 414 Milyar TL ödemenin dağılımı şöyle:

* Temmuz’da 165 Milyar TL, Ağustos’ta 157 Milyar TL ve Eylül’de 92 Milyar TL.
İç borç ödemesi 355 Milyar TL, dış borç ödemesi 59 Milyar TL, anapara ödemesi 266 Milyar TL ve faiz ödemesi 149 Milyar TL oldu.

* Toplam 414 milyar TL ödeme karşılığında 270 milyar TL’nin iç borçlanma ile, 144 milyar TL’nin ise borçlanma dışı kaynaklardan finansmanı planlanmakta olup, dış borçlanma öngörülmemektedir.

*Dönemde 256 Milyar TL anaparanın iç borçlanmadan ödenmesi planlanırken, 270 Milyar TL iç borçlanmanın iç kaynaklardan ödenen anaparayı (yani ödediğinden fazla borçlanarak) hızlı bir şekilde aşması öngörülmektedir. borç miktarını artırır ve borç servis oranı 105’e ulaşır). Ödeme fiyatı ile borçlanma fiyatı arasında kalan 144 Milyar TL ise mevcut rezervler başta olmak üzere diğer kaynaklardan karşılanacak.

Uluslararası analizde; Bütçe Dengesi/GSYİH değerli bir performans göstergesi olarak izlenir. Ülkemizde kamu bütçesi çoğunlukla açık verdiği için bütçe istikrarı yerine bütçe açığı kavramı kullanılmaktadır. Bütçe Açığı/GSYH gelişimi Grafik 1’de gösterilmiştir. 2001 yılında -%14,5 ile rekor kıran Bütçe Açığı/GSYİH, sonraki yıllarda düşüş eğilimi izlemiş ve 2018-2021 döneminde artmaya başlamıştır. 2008 küresel krizinden sonra.

Covid 19 salgınına karşı alınan önlemlerin olumsuz etkisiyle 2020 yılında Bütçe Açığı/GSYİH son yılların en yüksek seviyesi olan -%3,5’e yükseldi. Sonraki dönemde azalmaya başlayan Bütçe Açığı/GSYİH oranı, 2022 sonunda -%0,9’a geriledi.

2023 yılı sonunda bütçe açığının 1,5 Trilyon TL’yi aşacağı ve depremin bütçe üzerindeki yükü nedeniyle Bütçe Açığı/GSYİH oranının %6 civarında olabileceği tahmin edilmektedir.2000’li yılların başındaki oldukça yüksek seviyelere bakıldığında, bütçe açıklarının söz konusu seviyelerde kalması durumunda sürdürülebilir olacağı ve ekonomik istikrar açısından önemli bir sorun teşkil etmeyeceği düşünülmektedir.

Çözüm:

Ekonomiye 150 milyar dolara mal olacak sarsıntı ve kentsel dönüşümü teşvik eden “Yarım Biz” kampanyalarının maliyeti, 2023 ve 2024 yılları için kamu bütçelerini vuracak.Depremin finansmanı için zorunluluk haline gelen ek bütçe ile deprem yükünün azaltılması, bütçe istikrarının sürdürülebilir seviyelerde tutulması ve Türkiye’nin uluslararası yatırımlar için bir çekim merkezi haline getirilmesi amaçlanıyor. makroekonomik performans göstergelerinde sağlanacak disiplin.

Ocak-Haziran döneminde bütçe giderleri yüzde 102, bütçe gelirleri yüzde 49 ve bütçe açığı yüzde 616 artarken, giderlerdeki artış oranı gelirlerdeki artışı ikiye katladı.

Ocak-Haziran döneminde -453 Milyar TL nakit açığı veren Hazine, finansman ihtiyacının büyük bir bölümünü borçlanma ile karşıladı.

2023 yılı Temmuz-Eylül döneminde 414 milyar TL borç ve 270 milyar TL iç borçlanma ödemeyi planlayan Hazine, nakit yönetimi açısından rahat görünüyor.

Yıl sonunda 1,5 Trilyon TL’yi aşan bütçe açığı ve %6 seviyesindeki Bütçe Açığı/GSYİH oranı makroekonomik istikrar açısından önemli bir sorun teşkil etmeyecektir. Deprem harcamaları bütçe açığını besleyen en değerli unsurdur.

KAYNAK: HABER7

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu